DENIZ KOPUGU
DENIZ KOPUGU Sayfasina Donus
E-MAIL UGUR OKCU
Denizci Dis Yuzeyleri

Denizde, yani gemilerde kullandığım ehliyetimin üzerinde şöyle yazıyor. UZAKYOL BAŞ MÜHENDİSİ / UNLIMITED CHIEF ENGINEER. THIS CERTIFICATE IS VALID CHIEF ENGINEER ON UNLIMITED SHIPS IN ALL WATERS. Bütün Dünya Denizlerinde ve Dünyanın her gemisinde Baş Mühendislik yapabilir. Ehliyetim STCW-78 uluslararası sözleşme ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından verilmiş. Gemi ile gittiğimiz her limanda yetkililerin bu ehliyeti kontrol etmeye hakları var. Artık gemideki görevleri neyse ehliyetleri de o olmalı gemi adamlarının. Aksi takdirde gemiye el bile konabilir.

Gemi yönetimi tüm dünyada belirli yasa ve kurallarla belirlenmiştir. Bu kurallar bütününe uymayan geminin iş bulması biraz zor görünüyor artık. İşini form kullanmadan, araba tamircisi veya kamyon sürücüsü gibi sürdürenlere, ehliyeti ne olursa olsun hayat hakkı kalmadı denizde galiba. Her ne kadar ehliyet yükseltme süreleri azaldı ve kolaylaştıysa da.

Gemide birçok değişik görev vardır. Bu görevler genelde üç ana başlık altında toplanır. İşverenler, işin yapılmasını sağlayanlar, işi yapanlar. Genelde ilk iki grup bir arada, diğer grup ayrı bir bölümde yaşamını sürdürür. İlk iki grubun yakınlığı gemi büyüklüğüne ve insan ilişkilerine göre değişir. İnsan ilişkileri bazen o denli ilginç hale gelir ki. Yemek, zabitan salonunda protokolle yenir. Kamarot hizmet eder yemek saatinde. Hem de sabah, öğle ve akşam. Herkesin bir yeri vardır ve kimse kimsenin yerine oturamaz. Böyle işte. Bunun neden böyle olduğunu ancak gemide yaşayarak anlayabilirsiniz. Sofrada otururken kızdığınız birisi eğer tuzluğu kullandıktan sonra biraz kendine yakın koyarsa, içinizden dövmek gelir onu. Alırsınız tuzluğu, siz kullanır ve kendinize yakın koyarsınız. İntikam alınmıştır. Genelde, büyük gemilerde uzaktırlar birbirlerine. Ama kesin olan tek şey üçüncü grubun her tip gemide ayrı olduğudur.

BİRİNCİ GRUP:

Geminin Kaptanı (Gemi Süvarisi, Master, beybaba v.s. açıkçası Geminin Genel Müdürü), Geminin Baş Mühendisi (Çarkçıbaşı, Chief Engineer), İkinci Kaptan (1.Zabit, Chief Officer), İkinci Mühendis (1 st Asistant Engineer). İşte birinci gruptaki 4 görevin dağılımı ve açılımları. Bir baş mühendis hiçbir zaman kaptan olamaz. Çünkü eğitimi farklı. İstanbul Teknik Üniversitesine bağlı Yüksek Denizcilik Okulu (veya Denizcilik Yüksek Okulu) çıkışlıdır genelde Kaptan ve Mühendisler. Eskiden bu okulun konumu da farklıydı. Bu okulun iki ayrı ana bölümü var. Güverte ve Makine. Bu bölümlere Üniversite seçme ve yerleştirme sınavında alınan notlarla giriliyor. Kızlar da bu okula girebiliyorlar. Yakında kadın kaptan veya kadın Çarkçıbaşı görürseniz hiç şaşırmayın. Makine bölümünün puanı hep daha yüksekti benim bildiğim. Her iki bölüm de 4 senede tamamlanıyor, tabii ki sorun olmazsa. Bitirdiğinizde güverte zabiti ya da uzak yol vardiya mühendisi oluyorsunuz. Eğer belirli süreler denizde çalışırsanız, ehliyetiniz de yükseliyor. Ehliyetlerin yükselmesi Liman Başkanlıkları yoluyla, Denizcilik Müsteşarlığı tarafından onaylanıyor. Güverte bölümünü bitiren Kaptan, Makine bölümünü bitiren Baş Mühendis oluyor en sonunda. Ama bir baş Mühendis her nedense Gemi Genel Müdürü olamıyor. Biraz karadan farklı galiba. Yelkenli gemi devrinden kalan alışkanlık. Gemiler artık makine kullanıyorlar oysa.

Makine Mühendisleri belirli bir staj döneminden sonra sınava girme hakkını kazanırlar. Benim dönemimde (ben de bir makine mühendisiyim) iki sene uygulamalı staj vardı. Ardından tam dokuz kez sınava girdim. Altı yazılı, üç sözlü sınav. Sonuçta Yüksek Denizcilik Okulu Mezunlarına verilen ehliyeti edindim doğal olarak. Artık önüm açık olmalıydı. Tüm bunlardan sonra denizdeki çalışma sürem gene yetmiyordu Yakın Yol Baş Mühendisi olmak için. Daha önce Gemi inşa sınavını kazanmış olmama rağmen bu sınava tekrar girmeliydim. Girdim ve Yakın Yol Baş Mühendisi oldum. Uzak Yol Baş Mühendisi olmak gene süreye ve belki bir sınava bağlıydı. Şimdilerde birçok sınav kaldırıldı. Süreler kısaltıldı. Yakın Yol Baş Mühendisliği diye bir görev de yok artık. Oysa ISM tüm zorlayıcı kurallarıyla bir zebani gibi çöktü deniz işletmeciliği üzerine.

Güverte ve Makine zabiti olarak, Deniz Kuvvetlerinden ayrılmış veya emekli olmuş subay ve astsubaylarda çalışabilirler sivil gemilerde. Kaptan ve Baş Mühendis de olabilirler. Pratikten gelerek, çok çalışmış ve zabit ehliyeti almış insanlarda vardır. Lise dengi denizcilik okullarından çıkan gençlerde belirli süreler çalışarak zabit olmaya hak kazanabilirler. Çalışan ve başarılı olan insanın önünün açık olması çağdaş bir uygulama. Ama kolaycılık olmasa.

Zabit kelimesinin sözlük karşılığı subay demektir. Denizde mühendis ve güverte zabitlerinin tümüne birden zabit denir. İste size ne olduğu belli olmayan bir kelime daha. Ya da çok şey olan bir sözcük Zabit. Denizcilik sistemide karadan pek farklı sayılmaz. Konuşma dili Türkçe-İngilizce-İtalyanca-İspanyolca karışımıdır. İlkokul mezunu makine personeli bile, makine parçalarının çoğunun ismini Türkçe değil, Türkçe yazılan İngilizcesi ile bilir. Krank şaft, kaver, kompresör, kreyn, konnektin rod, Ridakşın ger vs. Bana merhaba ya da teşekkür ederim yerine Türkçe bir kelime söyleyebilirmisiniz. Hayır, mümkün değil. İngilizcesi Officer olan Zabit kelimesinin de karşılığı yok.

Fildişi Sahillerinde sabah taksi ile gemiye gelirken zenci sürücü nereli olduğumu sordu. Türküm dedim. Hello nasıl denir Türkçe'de dedi. Merhaba dedim. Döndü. Arap mısın diye sordu. Şaşırdım. Haklıydı. İyi günler deriz dedim Hello yerine gülerek. Zenci sürücünün Türkçe'yi bizden daha iyi bildiği gerçek. E-mail trafiğinde söze merhaba, ya da merhabalar diye başlamayan kaç kişi tanıyorsunuz.

Kaptan güvertenin değil geminin kaptanıdır. Ama bazı istisna durumlar vardır. Kendisini güvertenin takım kaptanı olarak görür bazıları. Aynı futbol takımlarında olduğu gibi. İşte böyle bir pozisyonda o gemideki yaşam normal olmaktan çıkar ve tam bir cehenneme döner. İnsanlar sahte yüzleri ile günaydın derler size. Biliyormusunuz dünyanın en çok dedikodusu nerede yapılır. İnanın bana bu konuda kimse denizcilerle yarışamaz. Dört kişi oturursunuz salonda. Beşinciyi çekiştirirsiniz. Sonra biri kalkar. Kapıdan çıktığı anda hedef o olur. Bu tek kişi kalana kadar sürer. Ertesi günü gene hep birliktesinizdir. Çünkü insan yalnız yaşamaya uygun yaratılmamıştır. Ama öyle kaptanlar vardır ki. Günlerin, hatta ayların nasıl geçtiğini anlamazsınız kontratınız süresinde. Sonra tekrar o ortamda çalışmayı özlersiniz. Böyle birkaç kaptanla çalışma şansım oldu. Özellikle biri ile zaman zaman görüşüyorum. Deniz camiasından İstanbul'da açtığım ilk Fotoğraf sergime gelen tek kişiydi. Ama genelde bir ikisi hariç, işini çok iyi yapan Baş Mühendislerle çalıştım. Belki de mesleki yakınlık. Kim bilebilir.

Birlikte çalıştığımızda ona hep ağabey diye seslendim. İyi dosttuk. Bir seferinde zabit arkadaşlarla salonumuzdaki setin uygun olmadığını düşündük. Ona gittik. Yeni bir müzik seti alsak nasıl olur diye sorduk. Baktı bize her zaman olduğu gibi. Beni bu konuda ikna edebilirseniz alırım dedi. Oturup tartıştık. Müzik seti alınmadı. Çünkü kaybetmiştik. Soru sordu bir gün. Çok ama çok paranız olsa ne yaparsınız diye. Herkes değişik yanıt verdi. Onunki çok etkileyiciydi. Ben ilkokuldan itibaren fizik ve felsefe okuturdum dedi. Hep uygardı insan ilişkilerinde. Ona herkes saygı duyardı. İyisi de kötüsü de. Salona girdiğinde bacaklarını düzeltmeyen hiçbir zabit görmedim. Sanırım sadece sertlikle saygı alınmıyor. Onunla o kadar çok anım var ki.

Nijerya. Bennet adasında üç Türk gemisi demirli. Sürat motoru ile adaya çıkmıştık. Geceydi. Biz üç kişiydik. İki zenci kadın bindi bota köyden. Ben kullanıyordum. Küçük tekne ve 25 HP motor. Kıçtan takma. Süratlendim. Sonra aniden dümeni çevirdim. Bot deli gibi dönmeye başladı olduğu yerde. Etrafımızda sudan bir sütun oluştu. Botun içine de doluyordu. Kadınlar ve diğer iki arkadaş durmamı söylediler. Ben güldüm. Kadınlar yalvardı. Durmadım. Korkmaları hoşuma gitmişti. Suyun dizimize kadar yükselmesini bekledim ve botu yavaşlatıp düzelttim. Demirli İtalyan gemisinin ve bizim gemilerden birinin Can Salı ile karşılaştık bir anda. Gemiye döndüğümüzde bana armut dedi. Sadece bu kelimeyi kullandı. Çok kızmıştı. Hiçbir şey söylemedim. Botun motorunun kolunun takıldığını düşünmüş.

İKİNCİ GRUP:

Geminin büyüklüğüne, otomasyonuna bağlı olarak gemide bir, iki veya üç güverte zabiti ve mühendis daha bulunur. Kaptan ve ikinci kaptanla, geminin büyüklüğüne göre beş kaptan ve beş mühendisin çalıştığı gemiler var. Elektrik zabiti ve Telsiz Zabiti de bu gruba dahil. Telsiz zabiti uziletişim sistemleri çok geliştiği için bazı gemilerde artık kullanılmıyor galiba. Birkaç sene içinde onların sistemi komple değişecek. İşte ikinci grupta bu görevler ve meslekler var. Elektrik zabiti ve tüm mühendisler Baş Mühendise bağlıdır. Baş Mühendis görev dağıtımını ikinci mühendis yoluyla yapar. Baş Mühendis sadece kaptana karşı sorumludur. Güverte zabitleri de ikinci kaptan vasıtasıyla Gemi Süvarisine bağlıdırlar.

ÜÇÜNCÜ GRUP:

Güverte Reisi, Makine Lostromosu, Aşçıbaşı, Ekmekçi, Kamarotlar, Pompacılar, Fenerciler, Yağcılar, Siliciler, Miçolar hep bu grupta yer alır. Dinlenme salonları ve yemek salonları ayrıdır.

Yattıkları kamaralar ayrı katlarda bulunur. Bu gruba personel veya mürettebat da denir. Kaptan, Baş Mühendis, İkinci Kaptan, İkinci Mühendis, Zabitler ve Personel. Gemideki aşama sırası çok katıdır.

Fotoğraflara şu şudur diye yazmadık. Değişik yapılarda, bambaşka görevleri olan bu insanlar, sürekli hareket halindeki platform üzerinde uyum içinde yaşamlarını sürdürmek için mücadele ediyorlar. Uyumaya, banyo yapmaya, tuvalete gitmeye, yemek yemeye ve görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. 20 derece sancağa, 20 derece iskeleye yatan gemide, bunları yapmaya uğraşanları düşünün bir kez. Bu fotoğraflar bizlere, denizcilere ait. Biz varız o fotoğraflarda. Denizde karadan daha çok yaşayanlar. Belki karada da bu tür insanlar var. Bakın bakalım kendinizi görebilecekmisiniz. Yirmi fotoğraf içinde kaptan da var baş mühendiste. Silici de var ikinci kaptanda. Gemici de var ikinci mühendiste. Bu ilk denizci dışyüzeylerinde portre kelimesini özellikle kullanmadım. Denizci Portreleri diyemedim. Buna imkan yok. Çünkü ben de onların bir parçasıyım.

Bir arada yaşayan insanların birbirlerine daha çok saygı duyması dileğiyle.

Uğur Okçu

Denizci Dış Yüzeyleri Fotoğrafları

Deniz Köpüğü Sayfasına Dönüş


ADA-NET